Aksaray İl Sağlık Müdürlüğü Dünya Aıds Günü farkındalık programı için Aksaray Üniversitesi öğrencilerine bilgilendirme yaptı. Konferans salonu önünde Sağlıklı Yaşama Aracı ile üniversite öğrencilerine broşür vererek konuyla ilgili bilgilendirme yaptı.
Ayrıca Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi DÜNYA AIDS GÜNÜ dolayısıyla bir açıklama yayınladı.
Açıklama da; 1 Aralık tarihi, HIV virüsünün yayılması ve AIDS hastalığının artışına karşın bilincin yükseltilmesi amacına Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından ?Dünya AIDS Günü? ilan edildiği duyurularak, Hastalığı tanımı, bulaş yolları, önlenmesi ve korunması konusunda bilgiler verildi.
AIDS NEDIR ?
Türkçesi Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu olan AİDS, HIV adındaki virüsün neden olduğu, kan yolu, cinsel ilişki, anneden bebeğe doğum sırasında veya emzirme yoluyla bulaşan bir hastalıktır. HIV virüsü, vücuda girdiğinde hastalığa karşı direnç göstermemizi sağlayan bağışıklık sistemimizi yok eder. Vücudunuzda, HIV virüsü olması, AIDS olduğunuz anlamına gelmez. Hem kadında hem erkekte görülen AIDS, her yaşta ortaya çıkabilir. Bu aşamada kişiye AIDS bulaşıp bulaşmadığı sadece yapılan kan testi ile anlaşılabilir.
Fakat bu virüs, vücuda girdikten hemen sonra hastalık görülmez. Ayrıca, bu virüsün vücutta bulunduğunu gösteren herhangi bir şikayet ya da belirtiye rastlanmayabilir. AIDS´ e sebep olan HIV yalnızca yapılan kan testleri sonucu fark edilir. Yaklaşık 10-12 yıl sonra AIDS belirtileri görülmeye başlar. Bu zamana kadar kişi, virüsü başkalarına bulaştırabilir.
AIDS için halen kesin olarak bilinen bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. AIDS´ten korunmak bu tehlikeli ve ölümcül virüsün yayılmasını önlemek için uygulanabilecek tek yoldur. HIV, Human Immune Deficiency Virüs, vücut bağışıklık sistemi virüsü, AIDS tamamen vücut bağışıklık sistemi ile ilgili olduğundan, hastalığa sebep olan virüse bu isim verilmiştir. Virüs, insan vücudunun hastalıklara karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemini etkisiz hale getirmektedir. Vücut bağışıklık sisteminin etkisiz hale gelmesi, virüsten etkilenmeden önce kolayca baş edebildiği diğer hastalık mikroplarıyla artık çarpışamayacak duruma gelmesi demektir. Bu da basit bir enfeksiyonun bile ölümcül hale gelmesine sebep olabilir. AIDS hastalarının yarısından çoğu bağışıklık sistemlerinin etkisiz hale gelmesi yüzünden basit enfeksiyonlara yenilerek hayata veda etmişlerdir.
AIDS vücudun bağışıklık sistemini çökerten, bulaşıcı bir hastalıktır. HIV vücuda girdiğinde bu kişiye ´HIV POZİTİF´ deniliyor. Bu kişiler tamamen sağlıklı görünebilirler. Dış görünüşlerinde hiçbir hastalık belirtisi olmamasına rağmen bu kişiler hastalığı başkalarına bulaştırırlar.
AIDS NASIL BULAŞIR ?
AIDS en sık görülen bulaşma yolu cinsel ilişkidir, AIDS´ e yol açan HIV virüsünün 2 tipi vardır.
HIV-1 dünyada en yaygın,
HIV-2 ise nadir görülen AIDS hastalığına yol açan virüsüdür.
AIDS, bulaştığı vücutta, vücudu hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sistemini zayıflatır ve hatta yok eder. Mikroplara karşı bağışıklığı yani direnci azalan vücutta, HIV´in yanında, çeşitli fırsatçı enfeksiyonlarda hastalıklara neden olurlar. Zatürree, cilt kanseri, bunama bunlardan bazılarıdır.
HIV virüsü, kan yoluyla, HIV Pozitif kişinin kan, kan ürünleri, doku veya organlarının nakliyle,
Hamileliğinde HIV/AIDS taşıdığının farkında olmayan anneden, çocuğuna bulaşır. En fazla bulaşma yolu da anne sütüdür.
HIV/AIDS CİNSEL YOLLA NASIL BULAŞIR ?
Korunmasız yapılan tek bir cinsel temasda bulaşma riski tam bilinmemekle birlikte, HIV´in erkekten kadına ve kadından erkeğe geçtiği kesin olarak bilinmektedir. Erkekten kadına geçiş mekanizması, kadından erkeğe geçiş mekanizmasına göre daha iyi bilinmektedir.
AIDS NASIL BULAŞMAZ ?
HIV virüsü vücudun dışında yaşayamayacağından aslında bulaşması zordur.
Tükürükle, Terleme ile, Deriye dokunma ile, Başkasının havlusu ile, El sıkışma ile, Kucaklama ile, Yanaktan öpüşme ile, Yiyecek içecekten, Ortak tabak çanak kullanımı ile, Havuz ve tuvalet kullanımı ile, Aynı evi paylaşmakla Başkasının giysisini giyme ile HIV/AIDS Bulaşmaz.
AIDS ´TEN KORUNMA IÇIN ÖNERILER:
Sağlıksız cinsel ilişkiden kaçının, Kontrolsüz kan ve organ transferlerinden uzak durun.
Anneden bebeklere özellikle "anne sütü ile" bulaşabileceğini unutmayın. AIDS´in %3-5 oranında bu yolla bulaştığı saptanmıştır. Anne-çocuk ilişkisinde mutlaka doktor tavsiyesine uyulmalıdır. HIV virüsü taşıyan bir annenin doğuracağı çocuğa HIV virüsünün bulaşma oranı % 30 civarındadır.
Damardan ilaç bağımlısı olan hastalar ile damardan uyuşturucu kullananlar özellikle dikkatli olmalı, enjektörler bir defa kullanılıp, atılmalıdır.
Cinsel yolla AIDS bulaşmasına engel olmak için, çok eşlilikten kaçınılmalı, gerektiğinde prezervatif kullanılmalıdır. Güvenli cinsel eş seçilmelidir. En güvenlisi ise tek eşli yaşamın tercih edilmesidir.
Kullanılmış şırınga, iğne, cerrahi aletler, diş hekimliği aletleri, dövme aletleri, jilet, makas vb. gibi tüm kesici ve delici aletler ile bulaşma olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır.
HIV VIRÜSÜNÜN DEZENFEKSIYONU NASIL YAPILIR?
HIV vücuttan çıktığı zaman son derece dayanıksız olan bir virüstür. Kan, Sperm ve vajina sıvısındaki virüs dış ortamda en fazla 1 saat canlı kalır. Bulaşmış eşyadaki virüsün yok edilmesi için sulandırılmış (1:10) çamaşır suyu ile 10 dakika bekletmek yeterlidir.
Deriye bulaşma durumunda sabunlu su ile yıkanır. (en az 20 sn.) Yıkama sonrası alkol sürülmesi yarar sağlar. Mükoz membranlar sadece su ile yıkanabilir. Yara üzerinde bulaşma varsa önce sabunlu su ile yıkanır; üzerine tentürdiyot, betadine gibi antiseptik sürülür. Kaynatılabilir eşyalar birkaç dakika kaynatılır veya 60 derecede 30 dakika ısıtılır. Temizlik için Ultraviyole ışınları tercih edilmez.
HIV / AIDS tüm dünyada hızla yayılmaktadır.
HASTALIĞA AIT ÖZELLIKLER ;
Kan yoluyla ve cinsel ilişkiyle hızla yayılabilmektedir. Kadınlarda ve erkeklerde, yani her iki cinste de görülebilmektedir. Her yaştaki insanlarda görülebilir. HIV / AIDS in kesin tedavisi halen yoktur. HIV / AIDS in henüz koruyucu bir aşısı da mevcut değildir.
AIDS BELIRTILERI
Akut (kısa süreli) dönemde HIV bulaşmış kişilerin çoğunda bulaştan 2-6 hafta sonrasında meydana gelen, kısa ve geçici grip ve benzeri gibi ateşli hastalıklarının belirtilerinin geçirilmesidir. En sık görülen belirtilerin başında yüksek ateş, boğaz ağrısı, deride kızarıklık ve döküntüler gelmektedir. Yorgunluk, gece terlemeleri, baş ağrısı, eklem ve kas ağrıları, halsizlik, bezeler diğer erken dönem belirtileridir. Sayılan bu belirtilerin görülmesi kişiden kişiye farklılık göstermektedir.
AIDS İLK BELIRTILERI
HIV, vücuda alındıktan 1-6 hafta içerisinde ilk çoğalma döneminde akut enfeksiyona neden olur. Bu dönemde görülen belirtiler ve klinik bulgular, HIV enfeksiyonuna özgü değildir ve değişkendir. Belirtiler ve görülme sıklıkları şu şekilde belirtilmektedir:
Ateş (%96),Lenf bezlerinde büyüme (lenfadenopati) (%74),Farenjit (%70),Deri döküntüleri (%70),Kas veya eklem ağrısı (%54),İshal (%32),Baş ağrısı (%32),Bulantı ve kusma (%27),Karaciğer ve dalak büyümesi (%14),Pamukçuk (%12)
HIV virüsü tarafından bağışıklık sistemi zayıflatılan hastada, normalde zararsız olan birçok hastalık, hafif geçen ya da ender rastlanan bazı hastalıklar belirir. Ayrıca lenf bezlerinde büyümeler, ağız ve deride tekrarlayan uçuk, vücutta yara ve kırmızı lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, gece terlemeleri, kilo kaybı, ishal, öksürük görülür. Ağızda pamukçuk, diğer bakteri, mantar ve protozoon hastalıkları gibi fırsatçı enfeksiyonlar ortaya çıkar. Ortaya çıkan bazı hastalıklar 2-4 hafta arasında kendiliğinden geçer. Şüpheli bir temas sonrasında erken teşhis koyabilmek için HIV testi yaptırılması önem arz etmektedir.
AIDS BELIRTILERI NE ZAMAN BAŞLAR ?
AIDS´ e yol açan HIV virüsü bulaştıktan sonra, virüs çoğalarak bağışıklık sistemini yenmekte AIDS hastalığının belirtilerinin görülmesine neden olmaktadır. Ortalama bulaş olduktan 2-6 hafta sonrasında ilk belirtiler HIV virüsü bulaşan kişide görülebilmektedir.
AIDS´ten korunmak için şu önlemler alınmalıdır;
HIV/AIDS taşıyıp taşımadığı bilinmeyen kişi ile girilen cinsel ilişkilerde mutlaka kondom kullanılmalıdır.
Kontrol edilmemiş kan ve kan ürünleri kesinlikle kullanılmamalıdır.
Şırınga, iğne, jilet gibi her türlü delici ve kesici alet, başkaları ile paylaşılmamalıdır.
Çiftler evlilik ve hamilelik öncesinde AIDS için HIV testi yaptırmalıdır.
HIV vücut dışında yaşayamayan çok dayanıksız bir virüstür ve dış ortamda kısa sürede ölür. Bu yüzden el sıkışma, sarılma, dokunma, aynı tabaktan yemek yeme ile, tuvalet ve banyolardan geçme tehlikesi yoktur. Bu nedenle AIDS´e yakalananları gereksiz yere dışlamayınız, onlara destek olunuz.
AIDS TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Tıp bilimindeki gelişmeler sonucunda, AIDS hastalığının ilaçla tedavisinde çeşitli alternatifler vardır. Antiretroviral denilen bu ilaçlar, vücudun farklı mekanizmalarında işlev görür. Bu nedenle hastalığın tedavisi, bu ilaçların birkaç tanesinin kombinasyonu ile planlanabilir. Tedavinin amacı; kandaki virüs miktarını gösteren viral yük denilen değeri en alt düzeye indirmek, bağışıklık sistemini korumak ve yaşam kalitesini artırmaktır.
AIDS hastalığının tedavisi, kesintisiz olarak devam etmeli ve doktor kontrolünde olmalıdır. Tedavide bağışıklık sisteminin zayıflamasından faydalanarak vücuda zarar verebilecek fırsatçı enfeksiyon denilen etkenler kontrol altında tutulmalıdır. Gün geçtikçe yeni tedavi seçenekleri geliştirilse de henüz bu hastalığa karşı aşı geliştirilmemiştir. AIDS hastası, doktor kontrolünde olup tedavisine uyduğu sürece uzun yıllar yaşamını sürdürebilir. Tedavi altındayken hastalığın bulaştırıcılığı da azaltılabilir.
İlimizde yaşayan değerli vatandaşlarımız; sizleri ve sağlığınızı önemsiyor ve sağlık konusunda ihtiyaç duyabileceğiniz konularda sizlere yardımcı olmayı istiyoruz. Hastanemiz adına tüm okurlarımıza sağlıklı mutlu yarınlar diliyorum.