Sözlerime başlamadan önce Yeni Zelanda?da gerçekleşen terör saldırısında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah?tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyorum. Tüm İslam dünyasının ve Yeni Zelanda halkının başı sağ olsun.
Bizleri kırmayarak davetimize icabet ettiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Sizlerle buluşmamızın sebebi, gerek meslektaşlarımızın gerekse tüm vatandaşlarımızın ortak sorunu olan Hasar Danışmanlık Şirketlerinin bugünkü geldiğimiz noktada yarattıkları mağduriyetleri, içine girdikleri kirli ilişkileri, para kazanmak uğruna tevessül ettikleri yasadışı yolları sizlerin aracılığı ile tüm kamuoyu ile paylaşabilmek ve bu noktada bu yasadışı yapılarla ciddi ve sistemli bir şekilde mücadele edeceğimizi herkese ilan edebilmektir. Bu hususta vereceğiniz desteklerden ötürü hepinize şimdiden teşekkür ediyorum.
Özellikle son birkaç yıldır adeta mantar gibi çoğalan ve sayıları her geçen gün daha da artan hasar danışmanlık şirketleri sanırım hepimizin dikkatini çekmektedir. İlk bakışta çok masum gibi görünen bu oluşumlar esasında çok tehlikeli, kirli ilişkiler içerisine saplanmış, kanunlara aykırı faaliyetler yürüten yapılardır. Bu yapılar, yaygın olarak trafik kazaları neticesinde vefat eden ya da sakat kalan vatandaşların tazminatlarının tahsili için faaliyet göstermektedirler. Çalışma usullerine dikkat edilecek olursa, bu yapıların iç yüzü daha net anlaşılabilecektir.
Kazadan dakikalar sonra, daha ailesinin haberi yokken,bu şirketler kazazedeye ulaşabilmektedir. Daha yaralarınıza dikiş atılmakta iken sözleşme imzalatmayı talep edebilecek kadar ileri gidebilmektedirler. Bu şirketlerle ortak çalışan polis, jandarma, adliye çalışanı, hastane çalışanı olduğu ihtimali bu görüntü karşısında maalesef kuvvetle muhtemel hale geliyor.
Yine bu şirketler, resmi kurumlarda tanıdıklarının olduğunu ve bu ilişkileri kullanarak maluliyet oranlarını ve tazminat oranlarını olduğundan yüksek çıkarabileceklerini ve tazminatı çok kısa sürede tahsil edebileceklerini vaat ederek kazazedeleri kandırma yoluna gidebiliyorlar.
Sigorta şirketlerinde çalışan bir kısım şahıslarla da yakın ilişkiler kurarak ve bu şahıslara da pay vererek tazminatların yüksek çıkarılması noktasında kanun dışı işlere tevessül ediyorlar.
Kazazedelerle yaptıkları sözleşmelerde tahsil olunacak tazminatın %30-40-50?sine varan oranlarda komisyon kararlaştırıyor, bu hususta kazazededen zaman zaman senet alıyor,zaman zaman alacağın temliki sözleşmesi yapıyor, sözleşmelere cezai şart koyuyor, kazazedenin sözleşmeden vazgeçmesi halinde yüksek miktarlarda komisyon ve cezai şart talebi ile icra takibi yaparak kazazedenin mağdur edilmesine sebep oluyorlar.Bu şirketler vatandaşın hakkı odaklı değil para kazanma odaklı çalıştıklarından tazminatların tahsili aşamasında vatandaş kaza anındaki şaşkınlığı ile imzaladığı sözleşme nedeniyle ciddi hak kayıplarına uğruyor.
Hasar Danışmanlık şirketi ile sözleşme yapan kazazede, hangi avukata vekâlet verdiğini bilmiyor, avukatlarla vatandaş hiçbir şekilde görüştürülmüyor, vatandaş notere yönlendiriliyor ve Türkiye?nin birçok ilinde çalışan 30-40-50-60 kadar sayıya varan farklı avukatlara toplu vekâlet verdiriliyor. Kazazede, avukatlarını azletmek istemesi halinde avukat sayısı çok fazla olduğundan çok yüklü miktarlarda noter masrafı ödemek zorunda kalıyor, böylelikle vatandaşın azil yoluna gidebilmesi imkânsızlaşıyor.
Bu yapılar, çalışanlarını cenazelere dost gibi göndererek kazazede ya da müteveffanın yakınları ile samimi ilişkiler kurulması yoluna gidiyor ve vatandaşın güvenini kazanmaya çalışıyorlar. Zaman zaman da kendilerini avukat gibi tanıtarak vatandaşımızı kandırıyorlar.
Vatandaşlarımızın doğrudan ilişki kurduğu bir avukatının olması halinde ise hasar danışmanlık şirketleri bu meslektaşı karalayarak, kendisine çok daha yüksek miktarlarda tazminat kazandırabilecekleri vaadi ile avukatın azlini sağlayabiliyorlar.
Bugün geldiğimiz noktada bu şirketler artık sadece trafik kazaları değil, iş kazası, kıdem ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı gibi alanlara da girerek yasal engel olmasına rağmen doğrudan avukatlık faaliyetlerini yürütebilecek kadar pervasızlaşabilmektedirler.
Adalet Bakanı sayın Abdülhamit Gül?ün bu şirketlerle ilgili yaptığı açıklama da bu anlamda kayda değerdir. Sayın Bakan da bu şirketlere itibar edilmemesi gerektiğini, gidilecek tek adresin avukatlar olduğunu geçtiğimiz günlerde ulusal basında dile getirmiştir.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu?nun 35.maddesine göre sadece avukatların yapabileceği işlerin bu şirketler eliyle yürütülmesi açıkça suç teşkil etmektedir. Yine 5237 sayılı TCK?nun göndermesi ile Avukatlık Kanunu?nun 48.maddesi uyarınca ?Avukata çıkar karşılığında iş getirmek? de suç teşkil etmektedir.
Ancak maalesef olay bu kadar basit de değildir. Karşımızda devletin her kademesine sızmış çok komplike bir yapı, kazazedelerin kanı üzerinden kazanılan trilyonların konuşulduğu bir saadet zinciri mevcuttur. Bu yapı içerisine bulaşmış birçok kamu görevlisi bulunmaktadır.Hasar Danışmanlık Şirketlerinden aldıkları rüşvet karşılığında, vatandaşlarımızın kişisel bilgilerini bu yapılara aktararak bu yapıların vatandaşa anında ulaşmalarını sağlayan, hastanelerden alınan maluliyet raporlarında oynama yapılarak gerçek dışı yüksek oranların çıkarılmasını sağlayan, hasarlı araçların hasar oranı ve tamir bedelinin yüksek çıkmasını sağlayan, trafik kazalarında kusur oranlarının gerçeğe aykırı çıkmasını sağlayan, bu şirketlerle menfaat birlikteliği içerisine giren, avukat, hâkim, savcı, polis, jandarma, adliye personeli, sigorta eksperi, morgçu, cenaze nakil şoförü, adı ve ünvanı her ne olursa olsun ayırt etmeksizin bu şahısların cezalandırılmaları için üzerimize düşen ne varsa yapacağımızı belirtmek istiyorum. Dışarıdan bakıldığında danışmanlık şirketi gibi görünen bu yapıların üzerindeki perde kaldırıldığında başta adliye, emniyet ve jandarma teşkilatı ve hastaneler olmak üzere birçok kurum ve kuruluşta çalışan memurlardan oluşturulmuş, büyük bir menfaat ve rant ağının kurulduğu görülecektir. Ne emniyet, ne jandarma ne de adalet teşkilatımızın, bu rant ağına bulaşan içindeki şahıslara asla göz yummayacaklarına inancım tamdır.
Buradan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum!
Aksaray Baro Başkanlığı Meslek Sorunları Komisyonu bünyesinde oluşturduğumuz 0 535 442 51 51numaralıHASAR ŞİRKETİ MAĞDUR HATTI?mızı arayarak ya da doğrudan Baro Başkanlık binamıza gelerek yaşadıkları sıkıntıları, uğradıkları haksızlıkları, kendileri ile kimlerin irtibat sağladığını, yaşadıkları mağduriyet süreçlerini en ince ayrıntısına kadar anlatmalarını ve varsa ellerindeki belgelerin bir örneğini de Baro Başkanlığımıza vermelerini istirham ediyor, Aksaray Barosu olarak Hasar Danışmanlık Şirketi mağduru olan tüm vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu siz değerli basın mensuplarımızın huzurunda bir kez daha bildiriyorum
BIST 100
9489,83%1,30
DOLAR
34,54% 0,20
EURO
36,07% -0,43
GRAM ALTIN
2990,02% 0,96
Ç. ALTIN
5006,57% 1,04
İlginizi Çekebilir
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.
Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.